|
::
Ana Menü :: |
|
|
::
Modüller :: |
|
|
::
Etkinlikler :: |
|
 |
Sipariş
Formu
Görüşleriniz
İmanınızı daha geliştirmek
için Etkinliklerindeki Formlarını doldurup
bize göndereceksiniz. Bizden çok rahatça 'İncil',
'İSA VCD' ve ilgili kitapları
alabilirsiniz.
Sipariş Formunun aracığıyla Mektuplaşma
Kursu'na katılıp İSA'nın, İncil'in ve Hristiyanlığın gerçeklerine
sahip olabilirsiniz.
|
|
::
Java Makinesi :: |
|
 |
Sitemizde arkadaşlarla Chat yapmak için bigisayarınıza Java Makinesi yüklemek zorundasınız.
Hala Chat Odası aktif değilse aşayıdaki linki tuşlayıp Java Makinesini indireceksiniz.
Ve, bilgisayarınıza Java Makinesini yükleyeceksiniz.
Güle güle kulanın!
Java Makinesi
|
|
 |
|
Pazar Günü Vaazlar
Kilise olmayan yerlerde imanlı ve meraklı kardeşler için Her Pazar Günü verilen Vaazlardır.
Kutsal Ruh’un yönlendirişi ve yardımı ile yeni yaşama kavuşsunlar.
Okuyanlara, Düşünenlere, Uygulamaya çalışanlara ve Paylaşanlara Ne Mutlu!
|
|
| Toplam 56artikeller, 1inci sayfadır / 3sayfalar |
|
|
artikel |
|
|
|
başlık |
|
VAAZ 40-6 |
|
ad |
|
Gizem
|
|
Sevgili Okuyucu,
Bizlerin bu dünyadaki yaşam amacımız Rab'bin görkemini yansıtmaktır. Bizlerin hedefi budur ve bu olmalıdır. Bunu hep istiyoruz, söylüyoruz ama eyleme sıra gelince başarılı olamıyoruz. İsa Mesih Getsemani Bahçesinde dua etmek için gittiği zaman yanında bulunan 3 öğrenciye;burada kalın ve uyanık durun diye söyledi. Ama üç kere yanlarına geldiği zaman hepsinde de üç öğrencinin uyuduğunu gördü. "Uyanık durup dua edin ki ayartılmayasınız.Ruh isteklidir ama beden güçsüzdür."
Bütün problemin kaynağı şudur. Bizler çok zayıfız. Bunu bilmemiz gerekir.
Bir hırsızı düşünelim. Hırsızlık yapacak kişi düşünerek mi yapıyor. Yaptığım bu iş çok iyidir yada bundan sonra ben zengin olacağım diye mi düşünüyor. Tabii ki hayır. Hırsızlık yapan kişi bunu düşünse zaten kesinlikle hırsızlık yapmaz.
Bilir ki bir gün yakalanacaktır yada yaptığının çok kötü sonuçlar doğuracağını bilir. Tamamen umutsuzluktan kaynaklanır. Umutsuzluk bizleri ölüme götürür.
Ama umutsuzluktan da kötü olan bir şey vardır. Bu da yanılsama dır. Yani bizler zayıfız ama bunu göremiyoruz. Bu yanılsamadır. Oysa zayıflığımızı bilsek ona göre davranırız ve zayıflığımızı gidermeye çalışırız.
Hasta olduğumuzu bildiğimiz zaman nasıl doktora gidiyoruz. İlaç alıp, kendimize dikkat edip iyileşiyoruz. Ama bunun tersini düşünelim. Kişi gene hasta ama bunu bilmiyor. Bu durumda doktora gitmiyor. Dolayısıyla iyileşmiyor ve ölüyor.
İşte burada bir yanılsama vardır.
Yakup 3:1-12
Yak. 3:1~12 [Dizginlenemeyen Dil]
Yak. 3:1 Kardeşlerim, biz öğretmenlerin daha titiz bir yargılamadan geçeceğini biliyorsunuz; bu nedenle çoğunuz öğretmen olmayın.
Yak. 3:2 Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir.
Yak. 3:3 Bize boyun eğmeleri için atların ağzına gem vururuz, böylece bütün bedenlerini yönlendiririz.
Yak. 3:4 Düşünün, gemiler de o kadar büyük olduğu, güçlü rüzgarlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye isterse küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler.
Yak. 3:5 Bunun gibi, dil de bedenin küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle
övünür. Düşünün, küçücük bir kıvılcım koca bir ormanı tutuşturabilir.
Yak. 3:6 Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir.
Yak. 3:7 İnsan soyu, her tür yabanıl hayvanı, kuşu, sürüngeni ve deniz
yaratığını evcilleştirmiş ve evcilleştirmektedir.
Yak. 3:8 Ama dili hiçbir insan evcilleştiremez. Dil öldürücü zehirle dolu,
dinmeyen bir kötülüktür.
Yak. 3:9 Dilimizle Rab'bi, Baba'yı överiz. Yine dilimizle Tanrı'ya benzer
yaratılmış insana söveriz.
Yak. 3:10 Övgü ve sövgü aynı ağızdan çıkar. Kardeşlerim, bu böyle olmamalı.
Yak. 3:11 Bir pınar aynı gözden tatlı ve acı su akıtır mı?
Yak. 3:12 Kardeşlerim, incir ağacı zeytin ya da asma incir verebilir mi? Bunun gibi, tuzlu su kaynağı tatlı su veremez.
Bu bölümü 2 ayrı aşamada düşünelim. Birincisi dilimizin dizginlenmesi halinde nasıl bir kişi olacağımızı açıklar. Eğer bir kişi dilini ve sözleriyle günah işlemekten sakınıyorsa, o kişi gerçekten de olgun ve irade sahibi bir insandır.
Sözlerini kontrol edebilen birisinin, yaşamında diğer konularda da kendisini kontrol edebilmesi zor değildir. Tabii ki bunu tam anlamıyla yapabilen kişi Rab İsa Mesihtir.
İkinci aşamada da dilini dizginlemeyen kişiyi açıklıyor. Bunu 3:6 gördüğümüz gibi "Dil de bir ateş , bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır diyor.Aynı zamanda 3:8 de olduğu gibi Dil öldürücü zehirle dolu,dinmeyen bir kötülüktür diyor.
Dilimizle bu şekilde konuşursak tabii ki sonuçta iyi olmayacaktır. Dolayısıyla bizim ağzımızdan zehir çıkmış olacaktır. Zehirli dil ile Tanrı'nın görkemini yansıtabilirmiyiz?
Ayrıca zehirli dilimizi kullanırken bunu tatlı bir şekilde de yapabiliyoruz.
Zehirli bir kaşıkla yemek yenirse tabii ki kişi zehirlenir.Bunun gibi sunuş ne
şekilde olursa olsun kişinin zehirli dili ile sunduğu şey yaşam vermeyecektir. Ölüm getirecektir. Bu neden ile dilimizi dizginlememiz çok önemlidir.
Bütün bunlara rağmen biz Tanrı'nın çocuğuyuz. Dilimiz zehir dolu ve Tanrı'nın çocuğuyuz. Bunu bilmek ve kabul etmek gerekiyor. İstemezsek de insanları zehirlemiş oluyoruz.
Bun nedenle dilimize çok dikkat etmemiz gerekiyor.
1- Benim dilim zehirle dolu olduğunu unutmamam gerekiyor. Tanrı ile beraber yaşadığım sürece zehirli dilim değişecektir. Çünkü Rab'bin görkemi için yaşayacağım için değişecektir.
2- Yak. 1:5 İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe,
azarlamadan veren Tanrı'dan istesin; kendisine verilecektir.
Bu değişimler olurken tabii ki acı çekeceğiz ama sonucuna baktığımız zaman bereketini yaşadığımız zaman bu acının önemli olmadığını görebileceğiz. Yani acı çekmeye razı oalcağız. Her değişimden sonraki acımız biraz daha az olacaktır.
Bizim günahlı olan şimdiki varlığımız budur. Bir gazetede yada televizyonda haberlerde görüyoruz. Falan kişi hırsızlık yaptı yada filan kişi şu kişiyi öldürdü. Hergün bu tür haberlerle çok sık karşılaşıyoruz. Ve yüreğimizde yada çok açıkça söylüyoruz. O kişiye kızıyoruz yada karşı çıkıyoruz. Oysa biraz düşünürsek bizim de o kişiden pek farklı olmadığımızı göreceğiz. O kişi sadece yakalanmıştır ve suçu açığa çıkmıştır. Oysa bizlerin yüreklerindeki düşünceler, dilimizle öldürdüğümüz insanlar, Aslında o kişiden hiç farkımız yoktur ama sadece o kişi yakalanmıştır ben yakalanmadım. Lütfen bu konu üzerinde çok
düşünelim ve dilimizi dizginlemeyi öğrenmeye başlayalım.
Tanrı'nın çocuklarında olması gereken ilk ve önemli şey dilimize sahip
çıkmamızdır. Ancak bu şekilde Rab'bin görkemini yansıtabiliriz.
Sevgili Tanrım,
Tanrım, dilimiz dizginleyebilmemiz için lütfen bizlerde çalış. Dilin ne kadar
önemli olduğunu anlayabilmemizi sağla.
İsa Mesih Adı ile Amin.
|
|
|
 |
|
:: Kütüphane :: |
|
|
:: Okuma Takvimi :: |
|
|